26 Ocak 2012 Perşembe

Güzel Geçimin Sırrı

“Eşim beni anlamıyor, bir türlü uzlaşamıyoruz, ne yapacağımı şaşırdım!” diyenlerdenseniz mutlaka durup düşünmeniz gerekiyor. Sorun sadece sizi anlamayan tarafta değil sizin kendinizi ifade ediş şeklinizde de olabilir.
Çağımızın en önemli sorunlarından biri olarak görülen iletişim problemi, evliliklerin bitme nedenlerinin de başında geliyor. Evliliklerde birçok anlaşmazlık ebeveynlerin yanlış iletişim tarzından kaynaklanıyor. Yapılan araştırmalar, evlilikte sorunların değil bu sorunlara tepki verme şekillerimizin hayatı zora koştuğunu ortaya koyuyor. Peki, sağlıklı bir aile ortamı için nelere dikkat etmeliyiz?
İletişim hatalarının başında eslerin birbirlerine yıkıcı bir üslupla eleştiri yöneltmeleri geliyor. “:Çok dağınıksın”, “Evle hiç ilgilenmiyorsun”, “Yemeğin yanına pilav bile yapmamışsın”. “Başka hanımlar /erkekler sorumluluklarını senden daha iyi biliyor”, “Bari şu çöpü döksen” … şeklinde uzayıp giden iletişim hataları, eşlerin birbirlerinin olumlu yanlarından çok olumsuz yanlarına odaklanmaya başladığını gösteriyor. Evlilik ve aile terapisti Ebru Üzümcü, evlilikte en çok yıkıcı etkisi olan iletişim hatalarının kişinin özüne dönük saldırıda bulunacak şekilde konuşmak ve davranmaktan kaynaklandığını bildiriyor.
Üzümcü, “Umursamaz erkeğin ya da hanımın tekisin gibi ifadeler kullandığımız zaman kişinin özüne yönelik bir saldırı da bulunuyoruz” diyor. “Sen umursamazsın, yani iyi bir eş, iyi bir anne ya da baba değilsin, sorumluluklarını yerine getirmiyorsun, bizi önemsemiyorsun’ tarzındaki sözlerle karşımızdakinin ahlaki yönüne, karakterine ya da benliğine yönelik eleştirilerde bulunmuş oluyoruz. İşte bu tür öze yapılan saldırıların telafisi zor oluyor. Bazen de telafi etmek mümkün olamıyor. “Çok cimri bir insansın” demek kişiliğe yönelik saldırı olarak karşılanabilir. Bunun yerine “Harcama şeklinden çok rahatsızım, bu konuyu konuşalım ne dersin?” şeklinde izah etmek daha doğru olur” diye ilave ediyor.
Niçin Eleştiririz?
Rahatsız olduğumuz bir durumla karşılaştığımızda eleştiriye başvururuz. Böyle bir sıkıntı ile karşı karşıya kaldığımızda durup düşünmemiz gerekir. Amacımız sürekli eleştirerek deşaj olmak mı yoksa eşimizin bizi rahatsız eden davranışını düzeltmesi mi? Bize olumsuz gelen durumdan kurtulmak istiyorsak üslubumuzu iyi seçmemiz gerekiyor. Mesela “çok dağınıksın” yerine “etrafta eşyalarını bıraktığını görünce üzülüyorum, biraz daha derli toplu olursan beni çok mutlu edersin” gibi yapıcı yaklaşımlar gösterebiliriz. Böylelikle eşiniz kendini savunmaya geçmek yerine durumunuzu anlamaya çalışacaktır.
Genelleme Yapmayın
Eşlerin birbirlerinin kişilik özelliklerini içeren eleştirilerde bulunurken genellemeler yapması da önemli iletişim yanlışlıkları arasında. “Sen zaten ne zaman beni anladın ki?”, “Senden rica ettiğim şeyleri almayı her zaman unutuyorsun! ..” şeklinde genelleme yapılarak ifade edilen olumsuz sözler, eleştirilen eşin kişiliğine yapılmış hakaret olarak algılanmaya açık. Böylelikle eşiniz, soruna değil kendisine yöneltilen ifadelere odaklanabilir. Bunun yerine eşinizin kişiliğine değil de davranışın sizdeki etkisine yönelik konuşursanız genelleme yapmaktan kaynaklanacak sorunlara da kapı açmamış olursunuz.
Kendinizi Aklayarak Konuşmayın
Eşlerden birinin kendini tamamıyla haklı görerek özeleştiriden uzak durması iletişimin tıkanmasına neden olur. “Şimdiye kadar hiçbir kavga benim yüzümden çıkmadı” ya da “Sen biraz anlayışlı olsan hiçbir sorun yaşamayız” şeklindeki konuşmalardan olumlu netice almak çok zordur.
“Beni çıldırtmazsan ben de böyle kızgın davranmam” gibi savunma cümleleri kendi davranışının sorumluluğunu üstlenememekten dolayı sarf edilir. Bu gibi tutumlar kişilerin davranışını kontrol edebilecek olgunluğa erişemediklerini ortaya koyar. Tabi bu arada sözsüz dilin de eleştirel olmamasına dikkat edilmeli ve olumlu beden dili kullanılmalı. Ancak olumlu bir beden dili ile mesajınız yerine doğru bir şekilde ulaşacaktır. Söylediğiniz sözler, yüz ifadeleriniz ve bakışlarınızla desteklenmeyince etkili olmaz, “Seni anlıyorum” derken başka bir işle ilgileniyorsanız ya da boş boş bakıyorsanız karşınızdaki kişi kendisini yeterince dikkate almadığınızı ya da anlayamadığınızı düşünür. Unutmayalım ki sözlerimiz iletişimin yalnızca küçük bir kısmını oluşturur.
Güzel Geçimin Sırrı
Büyük veli imam Şa’rânî(k.s) güzel geçimin sırrını şöyle açıklar: “Mümin kardeşim! Eğer sen hanımının doğru, güzel huylu ve ahlaklı olmasını istiyorsan, kendin yüce Allah’a karşı doğru olmaya bak. Birçok insan bunu bilmediğinden kendi nefsinin huylarına bakmaz. Hanımının ahlakından şikâyet eder. Eğer bu inceliği bilmiş olsalardı önce kendi kusurlarına bakar, onları düzeltirlerdi ve böylece hanımlarının kötü ahlakı da kendiliğinden düzelmiş olurdu. Ben bu durumu kendi ailem üzerinde çok denedim.
Ne zaman açık veya gizli bir kusur işlesem bunun hemen hanımımda bir yansımasını görürdüm. Hâlbuki o gerçekte güzel ahlaklı bir kadındı. Ancak ben değişince o da elinde olmadan değişiyordu. Bunun için hanımımda sevmediğim bir hareket görsem hemen kendimi kontrol ederdim. Davranışlarıma çeki düzen verince onun da kendiliğinden düzeldiğini görürdüm.”

Neslihan BEYHAN’

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder